Doç. Dr. Eyüboğlu: Deprem sonrası çocukların vücut dili iyi değerlendirilmeli
ESKİŞEHİR Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Damla Eyüboğlu, afet sürecinin aşılmasında çocukların duygularını ifade etmelerine yardımcı olmanın önemine vurgu yaparak, “Onlar da bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındalar. Kenardan dinleyebilir ve izleyebilir. Çocukların beden dilini iyi değerlendirmek gerekir.”
ESOGU Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Damla Eyüboğlu, titreme sonrası çocuk ve ergenlere nasıl davranılması gerektiğini anlattı. Yaşları ne olursa olsun çocukların ve ergenlerin de afetten olumsuz etkilendiğini belirten Doç. Eyüboğlu, “Aileler sosyal medyada ya da televizyonda gördükleri haberleri değerlendirerek çocuklarının konu hakkında ne düşündüklerini ve hissettiklerini konuşabilecekleri bir ortam oluşturabilirler” dedi.
Bu durumun çocukların minimum düzeyde etkilenmesine yardımcı olacağına işaret eden Doç. Eyüboğlu, “Herkesi gerilime sokan bu süreçte uykular bölünebilir, iştah değişebilir, günlük yaşam ve eğitim hayatı sekteye uğrayabilir. Onlar da bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındadırlar. Soru sorarlar, kendilerini kapatırlar ya da kenardan dinleyip seyrederler.Bazen çocukların beden dilini doğru değerlendirmek gerekir.Bir bahse, bir sahneye saplanıp kaldıklarını görebiliriz.Aileler bunu fark edebilir ve ‘Merak ediyor olabilirsiniz, bu konu hakkında sormak istediğiniz bir şey var mı’ veya ‘Şu an ne yapıyorsun, bu konuda ne biliyorsun?’ gibi konuşmalarına yardımcı olun. Kendileri hakkında sorular sorarak kendileri hakkında konuşmalarına yardımcı olabiliriz. Bu yaklaşım hem sorunla baş etmelerine hem de yaşadıkları gerilimi paylaşmalarına yardımcı olur. Dayanışma içinde süreç daha yönetilebilir hale gelir. Ergenlere de emsal olarak yaklaşılmalıdır.” Sorunla sorunla birlikte yüzleşme fırsatı sunduğunu belirten Doç. Eyüboğlu, anne babaların da rutinlerine dönmelerinin çok değerli olduğunu belirterek, anne babalar kendilerini güzel hissetmeden çocukların ve gençlerin kendilerini uygun hissetmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Aşırı irkilme, belirli olaylara ve seslere aşırı tepki verme, aşırı panik ve korku yaşama, öfke nöbetleri, rutinde beklenmedik duygusal değişiklikler. Doç. Eyüboğlu, “Gündem çok yoğun ve kendimize ve sevdiklerimize bu açıdan bakamayabiliriz. Güvenlik ve hayatta kalma ile ilgili önceliklerimiz olabilir. Ama unutmayalım ki bu süreç geçecek ve biz de geçeceğiz.” bir süre sonra çocukların ve gençlerin psikolojik etkileriyle baş başa kalın.”